Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar, kız çocuklarının ergenliğe girme yaşının dünya genelinde düşüş gösterdiğini ortaya koyuyor. Eskiden 12-13 yaşlarında başlayan ergenlik süreci, artık 8-10 yaş arasında görülmeye başladı. Uzmanlar, bu erken gelişimin nedenleri ve olası sonuçları hakkında aileleri ve eğitimcileri uyarıyor.
Ergenlik yaşındaki bu düşüşün arkasında genetik, çevresel ve yaşam tarzına bağlı birçok faktör olduğu belirtiliyor. Hormonlu gıdaların tüketimi, artan obezite oranları ve çevresel kimyasalların hormon dengesini etkilediği düşünülüyor. Aynı zamanda, çocukların dijital medya aracılığıyla daha erken yaşlarda yetişkinlere özgü içeriklere maruz kalmasının da bu süreci hızlandırabileceği ifade ediliyor.
Uzmanlar, erken ergenliğin sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik etkilerinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtiyor. Özellikle, erken fiziksel değişimlerin özgüven kaybı, sosyal uyum sorunları ve anksiyeteye yol açabileceği konusunda aileleri uyarıyor.
Çocuk Endokrinolojisi Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Demir, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Erken ergenlik, çocukların bedensel ve ruhsal gelişiminde dengesizliklere yol açabilir. Ailelerin, çocuklarını dikkatle gözlemleyerek bu süreci doğru bir şekilde yönetmeleri gerekiyor. Özellikle dengeli beslenme, düzenli uyku ve spor alışkanlıkları, ergenlik yaşını etkileyebilecek önemli faktörler arasında yer alıyor.”
Erken ergenliğin önlenmesi veya etkilerinin azaltılması için ailelerin uzman desteği alması öneriliyor. Ayrıca, çocukların doğal ve sağlıklı gıdalarla beslenmesi, fiziksel aktivitelerini artırması ve dijital medya kullanımının sınırlandırılması gerektiği belirtiliyor.
Bu durum, toplumsal farkındalık ve bilinç oluşturulması gereken önemli bir konu olarak dikkat çekiyor. Ailelerin, bu süreçte çocuklarıyla açık iletişim kurarak onların duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarına yanıt vermesi büyük önem taşıyor.